Suriye'nin Sednaya Hapishanesi, uzun yıllardır muhaliflere uygulanan korkunç işkence yöntemleriyle anılıyor. Bu hapishanede tutulan mahkumların tanıklıklarına göre, burada yaşananlar insanlık onurunu ayaklar altına alıyor.
İşkence Yöntemleri
Mahkumlar, hapishaneye girişte maruz kaldıkları şiddet dolu karşılamayla başlangıç yapıyor. Gözaltı merkezine vardıklarında, metal çubuklar ve elektrik telleriyle dayak yiyerek karşılanıyorlar.
Soğuk Su Sorguları
Sorgulama sırasında tutuklular, görevli tarafından aniden soğuk suya maruz kalıyor. Bu süreç, kış aylarında daha da acımasızlaşıyor, zira tutuklular çıplak bırakılıyor ve su, vücutlarının çeşitli yerlerine sıkılıyor.
Suya Bindirme ve Boğulma Tekniği
Boğulma belirtileri yaşatmak amacıyla, tutuklular kafalarını su dolu bir kaseye sokmaya zorlanıyor. Bu, nefessiz kalma korkusu yaratarak işkenceyi daha da derinleştiriyor.
Elektrik İle İşkence
Mahkumlara elektrik şoku veriliyor; genellikle bu şoklar, vücutlarının en hassas yerlerine uygulanıyor. Bu durum, fiziksel labiliteye ve şiddetli baş ağrılarına yol açabiliyor.
Metal Şiş Kullanımı
Mahkumların sırtı, yüzü ve diğer vücut bölgelerine, erimeye yakın metal şişlerle zarar veriliyor. Bunların yanı sıra, sigara izmaritleriyle de insanların vücutları yakılıyor.
Çeşitli İşkence Teknikleri
Daha birçok acımasız teknik ile mahkumlar sürekli olarak işkenceye maruz kalıyor. Örneğin:
- Hayalet Pozisyonu: Tutuklular, elleri bağlı halde tavana asılır.
- Tekerlek: Tutuklunun vücudu, hareket edemeyecek şekilde bir tekerleğe sabitlenir.
- Rüzgar Halısı: Mahkumlar, omurgada korkunç ağrılara yol açan bir pozisyonda tutulur.
- Saçların Koparılması: Tutukluların saçları zorla çekilir.
- Küçük İğne İşkenceleri: Vücutlarına iğne batırılarak acı verilir.
2011-2015 Arasında Gözaltına Alınanlar
Suriye hükümeti, yalnızca 2011 ile 2015 yılları arasında 13 bin insanı idam etti. Tüm bu zulüm ve işkencelerin arka planında, Esad rejiminin acımasız yüzü yatıyor.
Bu durum, Suriye'deki insan hakları ihlallerinin ne denli derin olduğunu gözler önüne seriyor. İnsanlık onurunu zedeleyen bu uygulamaların son bulması için uluslararası toplumun harekete geçmesi artık bir zorunluluk haline geldi.